İçindekiler
Bu yazıda İrlanda MEI RELSA FAM TRIP katılımından edindiğim izlenim ve gözlemlerimi bir araya getirerek Irlanda’ya gideceklere bir çerçeve sunmak istedim umarım keyifle okunur.
Geçtiğimiz Nisan ayında İrlanda MEI RELSA Workshop ve Fam trip adlı fuara katıldım; yaklaşık 9 gün sürdü. Genel olarak İrlanda’da İngilizce eğitimini yaygınlaştırmak üzerine organize edilmiş bir fuar… Onlarca okulun yetkilileriyle görüşme, İrlanda’nın çeşitli şehirlerini ve okullarını yerinde görme fırsatı buldum, gerçekten görülmeye değerdi.
Avrupa Birliği’nin çeşitli fonları sayesinde yeni yeni eğitim alanında atılımlar yapan İrlanda özellikle sunduğu modern alternatifler ve Türkler tarafından henüz keşfedilmemiş bakirliğiyle dikkat çekiyor.
Uçak inişe geçtiğinde gördüğünüz manzara inanılmaz… Yeşilin bu kadar güzel bir tonu olabilir mi demekten kendinizi alamıyorsunuz. Şehre ilk adımınızı attığınızda aldığınız Avrupai daha da ötesi İngiliz havası hemen ilk etapta dikkatleri üzerine topluyor.
DUBLİN
İlk durak elbette Dublin… Dublin çok modern ve dinamik bir şehir; insanlarından gördüğünüz sıcaklık ve içtenlik ise takdire değer… İrlanda nüfusunun ¼ i Dublin’de yaşıyor, asıl dilleri olan Keltçeyi nüfusunun yalnızca yüzde 5’i konuşuyor, sokaklar sürekli olarak insanlarla dolu… Genç nüfus çoğunlukta.. O an içinize bir enerji dolduğunu hissediyorsunuz.
Dublin St. Patrick Katedrali
Halkın genellikle -çocuklar da dahil- sosyalleşme mekanı olarak barları seçtiği gözden kaçmıyor. Sıra geliyor gideceğiniz adresi bulmaya, adres sorduğunuzda alabileceğiniz cevaplar oldukça şaşırtıcı … Şehir çeşitli bar isimleriyle bloklara ayrılmış durumda… Temple bar bunlardan en eskisi ve en köklüsü, 1840 yılına dayanıyor geçmişi…
Temple Bar
Dublin’in gece hayatının da merkezi aynı zamanda. İlk bakışta İstiklal Caddesi’ni andırıyor. Birçok mağaza var her şeyi bulabiliyorsunuz. Meşhur biraları Guinesss’in amblemini ise her yerde görmek mümkün, aslen fabrika binası olan Guiness müzesinde bu bira öyle bir pazarlanıyor ki fabrika binasındaki hediyelik dükkanından çıktığınızda aldıklarınıza inanamıyorsunuz.
Guinness Brewery Tour
Liffey Nehri şehrin ortasından geçen oldukça büyük bir nehir.
Şehrin bir diğer merkezi noktası olan Lord Edward Street’ten Guiness’in bulunduğu fabrika binası yönüne doğru inerken bizdeki gibi seyyar meyve satıcıları var o an Türkiye’deki gibi diyorsunuz içinizden… Diğer yöne bir göz attığınızda tuğla örmeli yüksek duvarlara sahip sokakları hayranlıkla izlerken bir yandan da evlerinin ne kadar güzel olduğunu düşünmekten kendinizi alamıyorsunuz.
Genç nüfus denince akla tabi ki de okullar geliyor. Dublin’in 4 tarafı dil okulları ve üniversitelerle dolu. Halkın %99’u üniversite eğitimi almış durumda. Okullar İngiltere’de bulamayacağınız kadar modern hemen hemen her okulda son teknoloji ile üretilmiş projektörler, bilgisayarlar var… O an eğitime ne kadar önem verdiklerini anlıyorsunuz. Dublin’in merkezinde pek çok okul var okullar genelde apartman ve aile yanında konaklama imkanı sunuyor. Aileler okula 5-10 dk yürüme mesafesinde… Gerçekten etkileyici bir eğitim anlayışları var. İrlanda’nın Türkler tarafından çok fazla tercih edilmemesi ne kadar da acı verici diyorsunuz kendi kendinize..
Hava yavaş yavaş kararıp akşam olduğunda Irish Pub’da yemek yiyerek bir yandan da Irlanda dansının figürlerini izlemek iştahınızı açıp keyfinizi bir kat daha arttırsa da yemeklerine alışmanız epey zamanınızı alacaktır muhtemelen…
Gece saat 11.00 sularına geldiğinde günün bittiğini sanıyorsanız işte o an yanılıyorsunuz çünkü sırada Temple Bar’a gidip Bailey’s içmek vardır. Sabah kalkıp da İrlanda’nın muhteşem kahvaltısını yapmadan dışarıya çıkıyorsanız inanın çok şey kaçırıyorsunuz.. Eksiksiz bir kahvaltının ardından yola koyulmanın vakti gelmiştir artık…
Diğer duraklar ise sırasıyla Bray, Drogheda,Cavan, Sligo, Castlebar, Galway ve Dun Laoghaire’ydi. Herbirinin güzelliklerini ölümsüzleştirdiğim fotoğraflarla anlatmak istiyorum.
Irlanda’da kişi başına 1 inek 2 koyun düşüyormuş 🙂
Yorum ekle